Fakültemizin düzenlediği Bahar Konferanslarının beşincisi 15 Temmuz Kongre Merkezinde yapıldı. “İslami İlimlerde Te’vil” adlı konferansı Fakültemiz öğretim üyesi Dr. Öğr. Üyesi Abdulbaki Deniz verdi.
Dr. Öğr. Üyesi Abdulbaki DENİZ konuşmasında, genel olarak İslam düşüncesinin oluşumunda te’vilin özel bir konumda olduğu hususunda bir nevi uzlaşı söz konusu olduğunu belirten Deniz, Kur’an’da haberin gerçeğe mutabık hâli, işin mahiyet ve hakikati, sonuç ve akıbet gibi manâlarda kullanılan te’vilin fıkıh, kâfir lafızları gibi zamanla terimleştiği görülmekte olduğunu söyledi.
“Lafız yahut kelamın zâhir anlamı dışında muhtemel olduğu diğer manâlara döndürülmesi” terim anlamıyla te’vil risalet sürecinden sonra teşekkül eden ilmî disiplinlerin tamamında az yahut çok oranda etkili olduğu ve bu bağlamda kelam, tefsir, sîret, fıkıh ve hadis gibi temel disiplinlerde görülen te’vilin İslami düşünce alt yapısının temel unsurlarından olduğunun açık bir göstergesi olduğunu belirtti.
Kelam disiplininde müteşâbih âyetler, Allah’ın isim ve sıfatlarının anlaşılmasında etkili olduğunu anlatan hocamız konuşmasına şöyle devam etti:
“Tefsirde özellikle değişik anlamlı kelime ve kelamı uygun delillerle en sahih olanına döndürülmesi işleminde te’vilden istifade edildiği görülmektedir. Hadiste de naslar arasındaki teârüzün giderilmesinde te’vil en önemli araç olarak kabul edilmiştir. Ancak değişik fırka ve ekollerin te’vili kendi mezhebi görüşlerini temellendirmek için istismar etme eğiliminde olmaları âlimleri tedbir almaya itmiştir. Bu bağlamda te’vilin keyfilik ve istismar aracı olmasını engellemek için usulcülerin çabaları dikkat çekmektedir. Te’vili gerektiren durumlarla birlikte müevvil, te’vile konu olan lafız ve te’vil delilleriyle ilgili şartları detaylıca belirleyen usulcüler sayesinde te’vilin zapt-u rapt altına alındığı söylenebilir. Buna rağmen sıhhat açısından değişik değerlendirmelere konu olabilen te’vilin yakın, uzak, mutavassıt gibi kısımlara ayrıldığı görülmektedir. Başka bir ifadeyle usulcülerce vazedilen şartlara uyup uymaması açısından te’vilin sahih, bâtıl ve sorunlu gibi türlerinin söz konusu olduğunu” ifade etti.
Dr. Öğr. Üyesi Abdulbaki DENİZ konuşmasının geri kalan kısmında, Naslarda geçen lafızlarda esas olan zâhirleri olmasına rağmen nakli yahut akli gerekçelerle zâhirlerinin şâri tarafından maksut olmaması mümkündür. Bu kapsamda lafzın umum ifade etmesi asıl olmakla birlikte belli unsurlara tahsisi te’vil olarak kabul edilmektedir. Aynı şekilde mutlak lafzın takyidi, hakikat yerine mecaz yönünün maksut olduğu iddiası ile emrin vücûb dışındaki nedbe, nehyin tahrim dışındaki kerâhete delaleti iddiası da te’vil kapsamındadır. Bunun yanında tearüz durumunda da te’vil içtihadına başvurulmaktadır. Zira te’vil aynı zamanda içtihadın akli bir yöntemidir. Günümüzde değişen sosyal ve kültürel şartlara bağlı olarak ortaya çıkan muhtelif dini sorunların giderilmesi ve çözümünde te’vil içtihadından istifade etmenin mümkün olduğunu belirterek konuşmasını sonlandırdı.
Konferans Fakültemiz Dekanı Prof. Dr. Hüseyin GÜNEŞ’in Dr. Öğr. Üyesi Abdulbaki DENİZ’e sunumdan dolayı katılım belgesi takdimi ile son buldu.
28.04.2022 | İlahiyat Fakültesi