Akademik çevrelerde İbn Sînâ ve İbn Teymiyye uzmanı olarak tanınan, aynı zamanda İslam düşüncesi üzerine araştırmaları bulunan Hartfor Seminary’nin önde gelen hocası Yahya Michot, İbn Teymiyye hakkında bir konferans vermek üzere Fakültemizdeydi.
Profesör Michot, Yeni çıkan kitabının adından esinlenen “Dini Aşırılığa Karşı İbn Teymiyye” adlı konferansında İbn Teymiyye hakkındaki ezberleri bozacak veriler ortaya koydu. O, gerek ülkemizde gerekse de küresel düzlemde öne çıkarılan olumsuz imajın ötesinde, orta yola ve İslam’ın aşk boyutuna vurgu yapan bir İbn Teymiyye imajıyla karşımızdaydı. İbn Teymiyye’nin İslam dünyasında öne çıkan “aşırı dinci” olarak nitelendirilen hareketler tarafından yanlış yorumlandığını; İslam dünyası üzerindeki iktisadi emellerini fiiliyata geçirmek isteyen batılılar tarafından da bu algının desteklenerek kullanıldığına dikkatleri çekti.
Orta yol ve aşka vurgu yapan İbn Teymiyye imajını desteklemek için karşı cephede yer alanların argümanlarının değerlendiren ve kendi tezini geliştiren Michot, bu noktada öncelikle İbn Teymiyye’nin meşhur Mardin Fetvası üzerinde durdu. Fetvanın yanlış yorumlandığını belirten konuşmacı metnin özellikle noktalamalar yapılarak basılması sürecinde yapılan hatalara işaret etti. Aşırıların algılarının ötesinde İbn Teymiyye’nin dünyayı sadece Dâru’s-Selâm ve Dâru’l-Harb şeklin ikili bir katagorizasyona tabii tutmadığını, bu iki kategorinin ötesinde bulunan yerlerin durumuna dikkat çektiği ve Mardin’i de bu kategoride değerlendirdiğini orada bulunan farklı dini unsurlara kendi dinlerinin gerektirdiği şekilde muamele edilmesi gerektiğini söylediğini belirtti.
İbn Teymiyye’nin Mogol hükümdarları hakkıdaki fetvasının İslâm dünyasındaki devlet başkanlarına uyarlanamayacağını söyleyen Michot, bu konudaki yanlış algının temelde İbn Kesir’e dayandığını ifade etti. Onun, İbn Teymiyye’nin Moğollar hakkındaki fetvasını alarak Maide Sûresindeki “Hüküm” ayetinin tefsirinde kullandığına günümüzdeki aşırıların birinci kaynağının da İbn Kesir’in bu tefsirinden yola çıktığını söyledi. Oysaki belli bir durum, coğrafya ve insan unsuruyla sınırlı değerlendirilmesi gereken fetvanın, tefsir olarak kullanılmasının metedolojik problem olduğu Profesör Michot tarafından vurgulandı.
21.05.2012 | İlahiyat Fakültesi