Adıyaman’da farklı dini grupların, mezheplerin bulunmasına rağmen Adıyaman’da yaşayan bütün insanların barış ve kardeşlik içinde yaşadığını ifade eden Fakültemiz İslam Mezhepleri Tarihi Anabilim Dalı Başkanı Yrd. Doç. Dr. Fevzi Rençber, akademik olarak bilime kazandırdığı çalışmalarla ülke genelinde bu modeli bütün kesimlere aktarıyor.
“Adıyaman’da bütün dini gruplar inançlarını sağlıklı bir şekilde yürütebiliyor”
İslam ortak paydasının ve birlikte yaşama kültürünün “Adıyaman Örneği” olduğuna dikkat çeken Fakültemiz
İslam Mezhepleri Tarihi Anabilim Dalı Başkanı Yrd. Doç. Dr. Fevzi Rençber şöyle konuştu; “Adıyaman yöresine Türkmen Alevilerin ilk girişleri XI. yüzyılın ikinci yarısından itibaren başlamıştır. Bölgeye Türkmenlerin yoğun baskısı 1066’da Bekçioğlu Emîr Afşin kumandasında gerçekleşmiştir. Böylece bölge konargöçer Türk gruplarının iskânına açılmıştır. Artuklular zamanında ise yöre neredeyse tamamen Türkmen aşiretlerinden müteşekkildir. Ayrıca Moğol istilasından kaçan bazı Türkmen gruplar Adıyaman, Maraş ve Malatya başta olmak üzere Anadolu’nun değişik bölgelerine yerleşmişlerdir. Süreç içerisinde Orta Asya, Horasan ve Maveraünnehir’den Anadolu’ya göç eden bazı Türkmen boyları da buraya yerleşmişlerdir. Osmanlılar zamanında bölgede Bozkoyunlu, Heriklü, Dimleklü, Hardallu, Alişarlı, Beğmişlü, Tecirli, Çakallı, Hızıryanlı, Şambayadı, Kılıçlı, Rişvan, Bozulus, Atmalı, Eymir ve Beydili Türkmenleri’ne mensup aşiretler bulunmaktadır. Selçuklular zamanında zahid bir Türkmen olan Baba Resul önderliğinde çıkan Babailer isyanında, bölgedeki Türkmenler, Baba Resul’un müridi olan Baba İshak’a inanarak bu isyanı desteklemiş ve Hısn-ı Mansur, Malatya Kâhta ve Gerger gibi yerleri almışlardır. Selçuklular dönemindeki Babaî hareketinin tabanı kabul edilen Anadolu’daki Türkmen Alevîler, Osmanlılar ile zaman zaman anlaşmış, zaman zaman devletle karşı karşıya gelmişlerdir. Osmanlılar zamanında Adıyaman yöresinde yaşayan Türkmen Alevîler ile Sünniler arasında zaman zaman tatsız olaylar yaşanmıştır. Ancak bu olumsuz olayların tedbirleri Osmanlı idaresi tarafından alınmıştır. Osmanlılar zamanında Adıyaman’da sadece Müslümanların değil, bütün dinî grupların inanç ve ibadetlerinin sağlıklı bir şekilde yürütülmesi sağlanmıştır.”“Adıyaman, Türkiye mozaiğinin en güzel örneklerinden birisi”
“Alevi ve Sünni toplumu Adıyaman yöresinde önyargılardan uzak ve birbirilerini ötekileştirmeden geçmişten günümüze mutlu bir şekilde bir arada yaşamıştır” diyen Yrd. Doç. Dr. Fevzi Rençber sözlerine şöyle devam etti; “Yaptığımız alan araştırmalarında kendileriyle görüştüğümüz birçok Alevi dede, Sünni kesimlerle aralarında herhangi bir problemlerinin olmadığını ifade etmişlerdir. Alevilerin Sünnileri, Sünnilerin ise Alevileri kirve yaptığını, akrabalık bağları kurulmuştur. Bir birilerinden kız alıp kız vermişler, aynı cenazede saf tutmuşlar; aynı düğünlerde halay çekmişlerdir. Kardeşlik ve birlikteliğin hâkim olduğu Adıyaman’da Alevi ve Sünni kesimler birbirilerini anlayabilecek sağduyudadırlar. Adıyaman Alevi-Sünni, Türk-Kürt, Müslüman-Hristiyan olmak üzere birçok etnik unsur ve dine mensup kişilerin bir arada yaşadığı, Türkiye mozaiğinin en güzel örneklerini bünyesinde barındıran, huzurun, barışın, egemen olduğu bir şehir. Adıyaman İslam ortak paydası ve birlikte yaşama kültürünün yaşandığı sembol yerlerdir.”
Yaptığı çalışmaları akademik olarak ülke genelinde toplumla paylaşan Rençber, bu tür çalışmaların Adıyaman’ın sınırlarına taşınması gerektiğini ifade ederek, bu görevin ilin yetkililerine düştüğünü belirtti.
8.07.2013 | İlahiyat Fakültesi